Ürüne Yönelik Araştırmaların İş Esnekliği İle Yeniliğe Beş Katkısı
Bir araştırmada, hedeflerin sınırları genellikle belirsizdir. Çalışma, zamana dayalı hedeflerin belirlendiği, geleneksel iş akış sırasını takip etmez. Bunun yerine yenilikçi ürünler, açık uçlu keşifler ve deneyler gerektirir. Peki, bu ikisini nasıl uzlaştırırsınız?
Araştırmacıları ehlileştirmeye ve onlara işle ilgili ders vermeye çalışmaktansa, beklenmedik bir şey yapmak gerektiğini fark ettim. Araştırma departmanına, çözüm ürettikleri müşterilerle doğrudan bağlantı kurma şansı sunun. Ardından, ürün ekiplerinin, başarısızlığın ve yinelemenin değerini fark etmelerine yardımcı olun. Son olarak, süreç boyunca bu ikisi arasında iyi bir bağlantı olduğundan emin olun. Böyle bir zihin yapısı ve organizasyon değişikliği, daha iyi ürün yeniliğine yol açacaktır.
Bu yazıdan, Autodesk’te bunu nasıl başardığımızı ve çıkardığımız dersleri öğrenebilirsiniz.
Araştırma, Ürünle Buluşuyor
Başlangıçta araştırmayı, şirketin geri kalanından nispeten bağımsız tutmaya çalıştık; çünkü araştırmayı, ileride bize büyük fikirler sunacak bir lokomotif olarak değerlendirmiştik. Çoğu işletmenin, geleneksel araştırma departmanları için çok kısa vadeli hedefleri vardır. Büyük düşünmek için buradaydık, bu yüzden şöyle dedik, “Çalışmaya başlayacağız, güzel şeyler düşüneceğiz, güzel şeyler yaratacağız ve gün gelecek yaratımlarımız mutlaka heyecanlanmamıza neden olacak.”
Bunun yerine ortaya, kimsenin istemediği ve anlamadığı bir sürü şey çıktı. Şirketimiz için yeniliğe öncülük edecek birtakım büyük girişimler üzerinde çalışıyorduk ya da en azından düşüncemiz bu yöndeydi.
Bunun üzerine biraz kafa yorduktan sonra, araştırma ve geliştirme yelpazesinin bir ucundan diğerine, sürecin en başından sonuna kadar herkesi dahil edecek şekilde, ürün ekipleriyle araştırma ekiplerini birbirine bağlamamız gerektiğini fark ettik. Böylece, çalışmalarımıza rehberlik etmesi için danışma kurulları oluşturduk. Sektör düzeyinde özel odak alanları tanımladığımız bu kurullara, ürün, iş ve araştırma alanlarından uzmanlar atadık. Burada amacımız, araştırmanın geleceğini şekillendirmeye yardımcı olacak farklı deneyimlere sahip sesler duymaktı.
Sadede gelecek olursak, bu sürecin sonunda elde ettiğimiz sonuç kimseyi şaşırtmadı çünkü kurul daha en baştan sürecin ilerleyişini takip etmişti. Üyeler yalnızca, aksaklıklar ve başarısızlıklar veya yenilikler ve başarılar hakkında bilgi edinmekle kalmadı, aynı zamanda süreç içerisinde yapılması gereken düzeltmeleri de yönlendirdiler.
Böylece, ürün son aşamasına geldiğinde, herkes ürüne katkı sağlamıştı. Araştırmadan ürün aşamasına geçiş organik bir süreçtir. En nihayetinde elinizde, yıllardır söz konusu ilerlemeler üzerine düşünen ve her açıdan bunlar üzerinde çalışmış bir grup oluşur; ve bu bir şirketi temel olarak, daha esnek ve her türlü gelecek senaryosuna daha hazırlıklı hale getirir.
Peki, bu süreç nasıl işler? Peki bu süreç nasıl işler? Liderlerin ve yöneticilerin daha sağlıklı ve daha yenilikçi ürün geliştirme konusunda başarısızlığı ve esnekliği, nasıl ve neden benimsemeleri gerektiğiyle ilgili beş yöntem şöyle sıralanabilir:
1. Gerilim Yaratın
Gerilim, kulağa hoş bir şey gibi gelmeyebilir ancak ihtiyacınız olan şey tam olarak bu.
Size bir örnek vereyim. Bir şantiyede daha az atık üretmek gibi devasa bir projeyle uğraşmak istediğinizi varsayalım. Bu, net bir hedef ve bunu başarırsanız dünya için iyi bir şey yapmış olursunuz. Bir lider olarak çalışanlarınızı, mevcut bir araç setini kullanarak, bu sonucu uygun bir zaman çizelgesi dahilinde üretmeleri yönünde sınırlandırır mısınız? Yoksa, çılgın yeni olasılıklar hayal etmelerine, yeni teknolojiler yaratmalarına ve tüm inşaat sektörünü değiştirebilecek yeni süreçler geliştirmelerine izin mi verirsiniz?
Burada, araştırma ve geliştirme sürecinde birbiriyle çelişen iki unsuru görüyorsunuz: Bir taraftan somut ve ölçülebilir bir şeyler üretmelisiniz, diğer taraftan açık uçlu ve keşfetmeye dönük bir yol seçmelisiniz.
“Başarısızlık, işe yarayan bir prototip üretemediğiniz anlamına gelmez. Sorun hakkında değerli bir şey öğrendiğiniz anlamına gelir. Bu da artık bilgi sahibi oldunuz demektir.”
Doğru cevap, bu iki unsur arasında gerilim yaratmaktır. İşletmenizde veya alanınızda bir lider olarak, yelpaze boyunca farklı noktalarda birbirini tamamlayan projeler elde edene kadar, bir o tarafa bir diğer tarafa ağırlık vermelisiniz. Bu projeler, müşterinizin somut ihtiyaçları için çözüm üretmenizi garanti edenlerden, çığır açıcı olanlara veya normal mantık çerçevesinin dışına çıkmanızı sağlayanlara kadar çeşitli şekillerde farklılık gösterebilirler.
2. Yeniliğin Önünde Durmayın
Bazı liderler doğal olarak doğrudan, ölçülebilir sonuçlar elde etmeye eğilimlidirler. Belirli bir sorun veya meseleyle ilgili bir çözümü, belirli bir tarihte üretmiş olmayı garanti etmek isterler. Bu, anlaşılabilir bir istektir. Ancak soruyu çok dar bir çerçevede tanımlarsanız, çözüme dair geniş olasılıklar ağını tüm yönleriyle keşfedemezsiniz. Miyoplaşır ve doğrudan başarmak istediğiniz şeye eğilirsiniz.
Öte yandan, istediğinizi düşündüğünüz ve mühendislik kısmını henüz tamamladığınız şeyin hemen yanında, çok daha iyi bir çözümün olması muhtemeldir. Belki de bu çözüm, geleneksel yöntemlerden ayrılmayı gerektiriyordur. Daha dolaylı bir yaklaşım, daha riskli şeyler yapmanızı gerektirecektir. Elbette, başarı olasılığı çok daha düşük olacaktır ancak başlangıçta düşündüğünüzden çok daha büyük bir çözüm yaratma olasılığını da hesaba katmalısınız. İşte bu nedenle, bir lider olarak, istenen sonucun dışına çıkılmasına ve çalışanlarınızın keşif yapmasına izin vermelisiniz.
3. Projenin Başından İtibaren Başarısızlığa Hazır Olun
Projenin başlarında birçok başarısızlığa müsamaha gösterebilirsiniz, olgunlaşma aşamalarındaysa başarısızlığa müsamaha göstermek söz konusu olamaz. Projenin nihai versiyonu başarısız olamaz. Böyle bir seçenek yoktur.
Ancak bu, bir şeyleri inşa ederken ve deneme yaparken, muhafazakar bir yaklaşım izlemeniz gerektiği anlamına gelmiyor; projenin erken aşamalarında, düzeltilebilecek ölçüde başarısızlığa uğramanızın, beklenebilir bir durum olduğu, bunun da daha fazla araştırma yapmanızı ve bilginizdeki boşlukları doldurmanızı sağlayacağı anlamına geliyor. Başarısızlık, işe yarayan bir prototip üretemediğiniz anlamına gelmez. Sorun hakkında değerli bir şey öğrendiğiniz anlamına gelir. Bu da artık bilgi sahibi oldunuz demektir.
4. Araştırmacıları Sonuçlarla Karşı Karşıya Bırakın
Araştırmacılarla ilgili benzersiz şeylerden biri, genellikle müşterilerle karşı karşıya gelmiyor olmaları. Bu, yapının bir parçasıdır: Araştırmacılar, büyük ve açık uçlu fikirlerle çalışırlar. Projede çalışanlar, müşterilerle ve markalarla birlikte nihai ürüne daha yakındırlar.
Ancak bazen, birlikte neler yapılabileceğini göstermek açısından müşterilere, erken aşamadaki sonuçları sunmak faydalı olabilir. Autodesk’teki araştırmalarımızdan bazıları test veya sürüm aşamasına yaklaştığında, büyük müşterilerimizi getirip, araştırmacılarımızın ürettikleri sonuçların nasıl kullanıldığını ve bu sonuçların beğenildiğini görmelerini sağlıyoruz. Bu yöntem, başka değerli derslerin önünü açıyor.
Birkaç yıl önce Formula 1 ile bir proje yapmıştık. Ekipte motor sporları hayranı olan birçok araştırmacı vardı. Üzerinde çalıştıkları malzemelerin, gerçek bir ortamda uygulanmış halini gördüler. Bu hakiki deneyim, yarattığı motivasyonla, yelpazenin her iki tarafını da güçlendirdi. Araştırmacıların çalışmaları somut sonuçlarla pekişti.
5. Olasılıkları Gösteren Bir Portföy Oluşturun
Kaçınılmaz olarak, bazı şeyler işe yaramaz. Ancak, hataları anlama ve hatalardan geri dönebilme kapasitesi, şirketiniz için hayati önem taşır. Başarısızlık öğretmenlerin hasıdır, dolayısıyla bunun parmaklarınızın ucundan kayıp gitmesine izin vermeyin. Her bir aksiliği ve başarısızlığı kullanarak, “olasılıklar portföyü” adını verdiğim birikimi oluşturun.
Bu portföy, uygulamanın erken aşamalarından geçmeyi başaramamış harika fikirlerin, gelecekte kullanılma ihtimallerine karşı, yaşamaya devam ettikleri bir yer olacaktır. Bizim için büyük atılımlar anlamına gelen programlar tasarladık ancak müşterilerimiz bunları benimseme konusunda yavaş davrandı. Birkaç yıl sonraysa, bu programlar, birdenbire herkesin aradığı şeylere dönüştüler.
İşler değiştikçe ve talepler evrildikçe, bu olasılıklar portföyüne sahip olmak, fikirleri elinizde tutmanıza ve geliştirmeye devam etmenize olanak tanır. Deneme yaparken özgür bir şekilde hareket etmenin, iş esnekliği konusunda artış sağladığını göreceksiniz. Olasılıklar portföyünüzde birden fazla fikir olduğu sürece, bir fikirde başarısızlığa uğrasanız dahi, şirketinizde halihazırda yeterli iş esnekliği var demektir. Araştırma ve ürün departmanları el ele verirse, bu yedekleme fikri hem çok daha yenilikçi olur hem de üretimi hızlandırmaya hazır hale gelir.