Modüler Ahşap Stadyum İnşaatı Ezber Bozabilecek mi?
Taraftar kitlesine ve takımın başarı şansına göre seyirci kapasitesi artırılıp azaltılabilen, sökülüp daha yeşil (ve daha kârlı) çim alanlara taşınılabilen bir stadyum hayal edin.
Takım sahiplerinin ezeli rekabetini hesaba katınca, stadyumları daha taşınabilir hale getirmek, sadık taraftarlara bir güvenlik hissi verecek gibi durmuyor; ancak bu konsept, yapı teknolojisi için inanılmaz bir yenilik. Mühendislikle üretilmiş ahşap imalatçısı Rubner Holzbau’nun ve önceden imal edilmiş stadyum tasarımcısı Bear Stadiums’un oluşturduğu, sonsuz modüler olan ve çok düşük etki yaratan kütle ahşaptan yapılan bu düşük karbon inşaat vizyonu, kısa bir süre içinde yakınınızdaki bir futbol sahasında gerçekleşebilir.
Bear Stadiums’un ve Rubner Holzbau’nun sahaları, Avrupa ladininin lamine kütle ahşaba yerleştirilmesiyle yapıldıktan sonra, proje alanına nakledilecek ve şantiyede monte edilecek. Bu stadyumlar küçük ila orta boyutta olup, 1.500 ila 20.000 arasında herhangi bir koltuk kapasitesine sahip olabilirler.
Her iki şirketin merkezi İtalya’da ve ikisi de ilk saha projelerinin futbol stadyumları olacağını öngörüyorlar; ancak, ragbi, kriket ve beysbol gibi birçok açık hava sporuna da ev sahipliği yapılabileceğini düşünüyorlar. Rubner Holzbau, halihazırda Avrupa genelinde tarımsal binalardan tutun altyapı tesislerine kadar, birçok geniş çaplı ahşap yapı inşa etmiştir.
Bütün kütle ahşap imalatlarında olduğu gibi, bu lamine ahşap sistemin imalatı da çok az sera gazı üretiyor ve bu sistemin temel malzemesi olan ahşap karbonu izole ediyor. Bear Stadiums mimarlarından Jaime Manca di Villahermosa, “Orman büyümek için herhangi bir (harici) enerji kaynağına ihtiyaç duymaz,” diyor.
Villahermosa, maç günleri yoğun aydınlatma ihtiyacı olmasına rağmen, güneş panellerinin ve rüzgar türbinlerinin bu stadyumları kullanılmadıkları süre içinde neredeyse karbon nötr hale getireceğini düşünüyor. Sürdürülebilir yapı uygulamalarına yapılan bu vurgu, FIFA kuruluşunun da katıldığı, içinde olduğumuz yüzyılın diğer yarısına kadar iklime zararsız olmayı hedefleyen BM’nin “Climate Neutral Now” girişimiyle uyumludur.
Lamine ahşap, mühendislikle üretilmiş bir tür kompozit kütle ahşaptır ve damarları paralel olan ahşap şeritlerin birbirine yapıştırılmasıyla elde edilir. Kullanımı ABD’ye göre Avrupa’da daha oturmuş olan kütle ahşap, çelik ve betonla kıyaslandığında bile inanılmaz bir dayanım-ağırlık verimliliği sunarken, imalatı ve inşaatı daha az karbon gerektiren, daha geniş ve yüksek binalara imkan tanır. Örneğin, eşit şartlarda karşılaştırma yapıldığında, lamine ahşap yapılar çelik yapılardan daha güçlüdür ve iki kat daha hafiftir.
Bear Stadiums’un modüler sistemi, dikey ve yatay yapısal elemanları desteklemek için, lamine ahşaptan çapraz bağlantılı kafes kirişler kullanıyor. Bu destekler, metal bir cıvata-manşon sistemiyle birleştiriliyor ve hafif betondan bir platforma sabitleniyor. Villahermosa, bu malzemenin güçlü ama “son derece esnek” olduğunu söylüyor. “Bear Stadiums ekibi, hem genel yerleşim planı için hem de ayrıntılı tasarım için Autodesk’in iki boyutlu ve üç boyutlu tasarım araçlarıyla çalışıyor. Ayrıca, Bilgi Yapı Modellemesinde tesisat ve demirbaşları da hazırlayan, Romalı bir mimarlık stüdyosuyla işbirliği yapıyor,” diye ekliyor.
Lamine ahşap, gerilime maruz kaldığında eğilip bükülebilme özelliğiyle öne çıkıyor ve bu özelliği sayesinde, estetik bir süsleme oluşturmak için ya da daha pratik bir şekilde kullanılabilir; zira, bu fazladan esneklik, yapının kırılmadan bükülmesini sağlayarak, depremlerin ve diğer felaketlerin yıkıcı gücünü emebilir. Villahermosa, “Lamine ahşap, deprem tehlikesi olan bölgelerde kullanmak için mükemmel olup, son derece elastik bir malzemedir; bu yüzden yapıyı, bu çapraz kafes kirişleri kullanarak esnemez hale getirmeniz de gerekiyor,” diyor.
Bear Stadiums ve Rubner Holzbau, İtalya’nın ilk iki futbol ligi olan Seri A’daki ve Seri B’deki kulüplerden talep bekliyor. Bu iki şirket aynı zamanda, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki mütevazı bütçelere uyarlanabilecek bu yapılar için, küresel bir pazarın oluşacağını öngörüyor. Her ne kadar işgücünün yüzde 10’unun modüler ahşap inşaatı konusunda uzmanlık bilgisine sahip olmasını gerektirse de; bu sistemin koltuk başına maliyetinin, geleneksel stadyumlardan daha düşük olacağı ve işin büyük bir kısmının vasıfsız işgücüyle yapılabileceği düşünülüyor. Küçük stadyumlar altı veya sekiz ay arasında tamamlanabilirken, büyük stadyumların yapılması yaklaşık bir yılı bulabiliyor.
Serravalle, San Marino’daki çok amaçlı San Marino Stadyumu. Kaynak: Rubner Holzbau.Bu stadyumlar geleneksel modellere göre daha kısa sürede inşa edilirken, takımlar ve taraftarlar için pek çok imkan sunmaktan da geri kalmıyor. En büyük stadyum tasarımlarında, zemin katta soyunma odaları, takım ofisleri ve revir, ikinci katta ağırlama alanları (büfeler, barlar ve restoranlar) ve en üst katta localar yer alıyor. Stadyumda ahşap odaklı inşaata doğal bir vurgu yapılmasına rağmen, Dwell dergisinin kitlesiyle popüler hale gelen ve her yerin kontrplakla döşendiği moda iç mekan görünümünden uzak durulmuş, iç mekanlar tamamen geleneksel tarzda tasarlanmış.
Bu modüler sistem, bu stadyumların kalıcı ve geçici yapılara bir alternatif olarak, ikisinin ortasında bir yerde olacağı anlamına geliyor. Villahermosa, yapısal elemanların 50 yıl garantili olduğunu söylüyor; bu süre, benzer birçok stadyumun ömründen daha uzun. Ancak, “Sökülüp tekrar başka bir yerde kurulabildikleri için, hem kalıcı hem de geçici yapılar olarak hizmet edebiliyorlar,” diyor.
Sözünü ettiğimiz bu dayanıklılığın büyük bir kısmı, ahşabın benzersiz özellikleriyle bağlantılı. Isı değişikliklerine maruz kaldığında çelik kadar genişleyip büzülmediği için, bu malzemeyi su sızdırmaz hale getirmek ve yalıtmak daha kolay oluyor. Ayrıca ahşap, betonla (Villahermosa buna “fırın taşı” diyor) ya da çelikle (“mangal ızgarasında kızartma”) inşa edilen yapılar gibi ısıyı emip yaymadığı için, spor karşılaşmalarını izlemek üzere, taraftarları bütün öğleden sonra güneşin altında oturmaya davet eden dış mekanlar için özellikle kullanışlıdır.
Stadyumun tasarımının temelindeki ayrılmaz birim, 36 koltuğun bulunduğu altı metrelik bölümdür. Bu modüler birim boyutu, nakliye konteynerlerinin kısıtlarına göre belirlenmiştir: iki bölüm bir konteynere sığar. Oturma yeri dışındaki altyapının büyük bir bölümünü kapsayan ana “gövde” kısmı hariç, bu stadyumların birçok bölümü, bu bağımsız modüler birime eklenebilir ya da bundan çıkarılabilir.
Onarımlar, eklemeler ve çıkarmalar, sezon dışı dört aylık sürede rahatça yapılabileceği için, bu modüler esneklik, stadyumları futbolun doğal ritmiyle de uyumlu hale getiriyor. Villahermosa, “Lamine ahşap teknolojisi ve modüler sistem sayesinde, çok kısa bir zaman diliminde altyapıyı sağlayabiliyoruz,” diyor.
Spor stadyumlarıyla ilgili en yaygın şikayetlerden biri, bu yapıların çok maliyetli olmaları ve yılın büyük bir kısmında kullanılmamalarıdır. Ancak, bu yeni tür modüler esneklik, daha fazla etkinliğe ev sahipliği yapabilecek, çok amaçlı stadyumların önünü açacak gibi görünüyor. Belki yeni nesil spor stadyumları sezon dışında, festival pazar yeri, konser mekanı ya da dış mekan sergi alanı olarak kullanılabilir ve yalnızca sporun kutsal tapınağı olmaktan çıkıp, toplumun yararlanabileceği gündelik ve çok yönlü bir mekana dönüşebilir.