Yaşlı Bakımının Yeni Asistanları: Sağlık Hizmeti Robotları
Dünya nüfusu yaşlanıyor. 2015 yılında, 60 yaş ve üzerinde toplam 901 milyon insan yaşıyordu. 2050 yılına geldiğimizde, bu sayının iki katın üzerinde artarak yaklaşık 2,1 milyara ulaşması bekleniyor. Birleşmiş Milletler’e göre bu artış, 21. yüzyılın en önemli toplumsal dönüşümlerinden birini tetikliyor olacak. Sağlık hizmeti robotları bu dönüşümün en önemli göstergelerinden biri.
Robotlar, yaşlanan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak ve sağlık sektöründeki personel açığını kapatmak üzere evlere, hastanelere ve destekli yaşam merkezlerine girmeye başlıyor. Research and Markets araştırma şirketinin yayınladığı bir rapora göre, yaşlı bakımı alanındaki teknoloji ürünlerini temel alan küresel pazarın toplam büyüklüğünün 2020 yılında 10,3 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Buna paralel olarak da, “evlerinde yaşlanmak” isteyenlere destek olma becerileriyle donatılmış sağlık hizmeti robotlarının sessiz ve derinden ilerleyen bir gelişim içinde oldukları görülüyor. İster endüstriyel nitelikli olsun ister görünüm ve özellik bakımından insana benzetilerek tasarlanmış “insansı” robotlar olsun, ister evlerde isterse de destekli yaşam merkezlerinde iş görecek olsun, bu akıllı asistanlar sağlık çalışanlarının fonksiyonlarını tamamlayıcı yönde hizmet verebilecekler.
Genç Şirketler Öncülük Yapıyor
Son zamanlarda bunun “şıklık” olsun diye tasarlanmış bir icat değil, bir ihtiyaç olduğunun ve bu ihtiyacın karşılanması gerektiğinin farkına varan yatırımcılar ve onların desteklediği genç şirketler dünya genelinde boy göstermeye başladı. Bu şirketler, hastalara uzak mesafeden bakım hizmeti vererek günlük hayatlarında destek olacak robotlar geliştirme hedefiyle pazarda kendilerine yer açmaya çalışan şirketler. Elli·Q isimli bir kişisel dijital asistan geliştiren İsrailli Intuition Robotics şirketi, bu amaçla kurulmuş yenilikçi, genç şirketlere bir örnek. Şirket, iRobot Ventures ve kitlesel fonlama platformu OurCrowd kanalıyla edindiği altı milyon dolarlık fon sayesinde hayata geçmiş. Merkezi ABD’nin Florida eyaletindeki St. Petersburg şehrinde bulunan Marvee isimli şirket, bu alanda hizmet vermek üzere faaliyete geçen kuruluşlara bir diğer örnek. AskMarvee ise bu şirketin Amazon’un Echo olarak bilinen akıllı kişisel asistanından aldığı sesli komutlarla çalışan ve “yardımcı-refakatçi” kategoride pazara sunduğu ürünü. Marvee, bakım hizmetleri teknolojisi alanında çalışan genç şirketlere yönelik olarak, 2017 yılında AARP tarafından düzenlenen “Innovation@50+ LivePitch” adlı iki günlük etkinlik kapsamında gerçekleştirilen yarışmada finale kadar çıkma başarısı da göstermiş.
Kullanıcıların kendilerinden uzakta yaşayan ailelerine veya destek sistemlerine ulaşmalarını sağlayan Ohmni isimli bir ev robotu geliştiren OhmniLabs, bu alanda faaliyet gösteren bir başka genç şirket. Merkezi, Kaliforniya’nın Santa Clara şehri olan şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Thuc Vu, “En büyük zorluklardan birisi, kişisel robotların henüz çok taze bir fikir olduğunu düşünerek uzak durmayı tercih edebilecek kullanıcılara nasıl ulaşılacağı,” diyor.
Bu zorluğun üstesinden gelmek için kullanıcıların bu teknolojilere alışmasını sağlamak ve robotun hayatlarına nasıl değer katacağını göstermek üzere kolları sıvayan OhmniLabs, Home Care Assistance isimli bir bakımevi ve bazı bağımsız yaşam merkezleriyle birlikte pilot programlar yürürlüğe koymuş. Amazon’un sesli komutlarla çalışan Alexa isimli kişisel asistanının uygulama programlama arabirimi (API) ile entegre edilen bu robotlar evin içinde dolaşarak ev işlerinin otomasyonuna ve genel kullanıma yönelik bazı hizmetleri yerine getirebiliyor. Vu, robot için “Şu ana kadar oldukça başarılı,” diyor. “Kullanıcılar kullanmaya başlar başlamaz robotu çok seviyorlar çünkü sayesinde aileleriyle etkileşim kurmak onlara çok eğlenceli geliyor.”
Aslolan Fiziksel Mesafeyi Ortadan Kaldıran Ortak Deneyimler
OhmniLabs ekibi bu pilot programlar kapsamında dünyanın farklı yerlerinde yaşayan aileleri mercek altına alan bir araştırma yürütmüş. Ekip, bu araştırmasında, birlikte yemek pişirmek, ailecek yemek yemek, film izlemek veya oyun oynamak gibi “ortak deneyimlerin” insanların en çok istedikleri şey olduğu sonucuna varmış. Vu, “Fiziksel mesafeyi ortadan kaldırarak insanların diledikleri an bir araya gelebilmelerini sağlamak istiyoruz,” diyor. “Telefon, Skype veya FaceTime görüşmeleri gibi geleneksel iletişim yöntemleri artık yetersiz kalıyor. Robotlardan yararlanarak daha dinamik ve etkileşimli, yeni bir deneyim türünü mümkün kılmak istiyoruz.”
OhmniLabs, robotların üretiminde başvurduğu ölçeklendirilebilir katmanlı imalat sürecini son iki yılda gerçekleştirdiği testlerle daha da geliştirme yoluna gitmiş. Şirket, her robotu Santa Clara’daki tesisinde bu yöntemle ve sipariş üzerine üretiyor. İmalat sürecinin kilit unsuru, bir CAD/CAM yazılımı olan Autodesk Fusion 360. OhmniLabs’ın kurucu ortağı ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Jared Go, “Fusion 360’ın, donanım üreticisi genç şirketlerin başarıya ulaşma yolunda, üzerinde fazlaca düşünmeden kullanabilecekleri bir seçenek olduğunu gördük,” diyor. “Bu yazılım insanlar ile cihazların kendi aralarında anlaşabilmeleri yönünde doğru kurgulanmış bir ilişkisellik yapısı ve kullanıcı deneyimi sunuyor (…) böylece ilk günden üretken olmanız mümkün hale geliyor.”
Ohmni, sağlık hizmeti ihtiyaçlarından bağımsız olarak da fayda üretebilen bu “yardımcı” teknolojilere sadece bir örnek. İnsanların çoğu, temelde daha iyi bağlar kurmak ve birbirlerine daha kolay erişebilmek istiyor. Yaşlı insanlar söz konusu olduğunda, ilave olarak, sosyal etkileşim de özellikle fiziksel ve zihinsel sağlığı korumak için elzem hale geliyor.
Ev robotiği alanındaki gelişmeleri tetikleyen bir diğer olgu da, robotların insanlara başkalarına bağımlı olmadan yaşamaları doğrultusunda yardımcı olmaları. INF Robotics, 2014’te duyurusunu yaptığı Rudy isimli robot ile bu alanda örnek gösterilecek çalışmalar içinde olan genç bir şirket. Rudy yaşlılara, gazilere ve engellilere yardım etmek üzere tasarlanmış, kolları, tekerlekleri ve bir ekranı bulunan, 10 yaşında bir çocuk büyüklüğünde, gülümseyen bir robot. Rudy, hastalara ilaçlarını hatırlatan, eşyalarını taşıyan, hatta onlarla sosyalleşip oyun oynayabilen sağlık hizmeti robotlarından biri, bir diğer deyişle “yardımcı-refakatçi.” Rudy, doktor ve bakıcıların hastaları kontrol etmelerine, ziyaretler yapmalarına ve kendisini uzaktan idare edebilmelerine de olanak tanıyor.
“Düşenin Dostu” Olan Robotlar
Yaşlılara yönelik bakım hizmetlerini geliştirmek ve başkalarına bağımlı olmadan mümkün olduğunca uzun yaşamalarını sağlama yolunda başvurulan bir diğer teknoloji de, artırılmış gerçeklik. Bu teknoloji insanların ev hayatının gelecekte nasıl şekilleneceğini hayal etmelerini sağlıyor. Elbette ki, araştırmalar bu geliştirme sürecinin en temel kısmı. Bu yönde adım atan ilk kurumlardan biri, Rice Üniversitesiyle işbirliği içinde “Evde Yaşlanma” temalı bir araştırma ortamı kuran IBM Research oldu. ABD’nin Teksas eyaletine bağlı Austin şehrinde kurulan söz konusu araştırma ortamı, yaşlılara günlük işlerinde yardım etmek amacıyla sensörleri, Nesnelerin İnterneti’ni (IoT) ve robot teknolojilerini kullanacak olan geleceğin akıllı evlerini temel alıyor. IBM Research’ün yaşlı bakımına yönelik prototip olarak geliştirdiği çok amaçlı yardımcı robotu IBM MERA, bu araştırma ortamının baş aktörlerinden. Yine IBM tarafından geliştirilen Watson adı verilen uygulamayı kullanan bu sağlık hizmeti robotları, insanların hayati bulgularını takip ediyor, sağlıkla ilgili sorularına yanıt veriyor ve ev içinde düşme, kaza geçirme gibi müdahale gerektiren acil durumları anında tespit ediyor.
Uzaktan takip sistemlerine artan ihtiyaçla birlikte, daha nice şirketin, yardımcı-refakatçi ya da sağlık hizmeti robotları denilen kişisel dijital asistanlar geliştirme işine girmesi sürpriz sayılmamalı. Hatta, teknolojideki gelişmelerin ufukta belirmekte olan yeni bir dönemin habercisi olduğunu söylemek de mümkün. Görünen o ki, gece gündüz göreve hazır olan sağlık hizmeti robotları, pek yakında bir işaretinizle, hem sizlerin hem de anne babalarınızın evlerinde hizmet veriyor olacaklar.