Skip to main content

Tasarım Odaklı Mühendislikte Statükoyla Mücadeleye Yönelik 6 Strateji

design driven engineering Chengdu Museum of Natural History

Yaratıcılıkta en üst seviyeye ulaşmış mimarlar, yer çekimine meydan okuyan yapılar tasarlıyor. Ama nasıl? Bu sorunun cevabı kısmen, normlara kafa tutabilen temel destek sistemleri tasarlamakta saklı. Bir bakışta insanı şoke edebilecek tasarım önerilerine dahiyane çözümler sunmak, benzersiz bir yapı mühendisi olmanızı gerektirir. Erleen Hatfield işte böyle bir mühendis.

Lisanslı bir yapı mühendisi ve lisanslı bir mimar olan Hatfield, Atlanta’daki simgeleşmiş Mercedes-Benz Stadyumunun inşasında fenni mesul olarak yer almış. Hatfield, bir fotoğraf makinesinin diyaframı gibi açılan geniş bir açıklığa sahip, toplanabilir ilk çatıyı tasarlayan ekibi yönetmiş. Hatfield’in BuroHappold Mühendislik firmasındaki ekibinden ve HOK’taki mimarlardan gelen fikirlerin sentezi, bu başarıyı mümkün kılmış.

Mercedes-Benz Stadyumunun toplanabilir çatısının saha içinden görünümü. Kaynak: Hatfield Group.

Hatfield, 27 yıllık kariyerinin zirvesindeyken, 2018 yılında kurduğu New York merkezli butik mimarlık firması Hatfield Group’un merkezine, tasarım odaklı mühendislik yaklaşımını yerleştirmiş. Firmanın önümüzdeki dönemde gerçekleştireceği projeleri içeren portföyünü bir gösterge olarak düşünürsek, bu cesur girişimin şiarının statükoyla mücadele olduğunu söyleyebiliriz. Hatfield, bu makalede piyasayı sarsmaya ve öncü yapısal çözümler sunmaya yönelik birkaç stratejiyi bizimle paylaşıyor.

1. Bir Mimarla Ortaklık Kurun

Listesinin en başında, kitabına göre iş yapan yapı mühendisleri olmaktan ziyade, tasarım sürecinde yaratıcı ortaklar haline gelmek arzusu yer alıyor. Hatfield, “Mimarların, mühendislik hakkındaki düşünme biçimlerini değiştirmek istiyoruz,” diyor. “Bunu başarmak için, mühendislik firmamızda bir mimar ortağımız var. Bence eşi görülmemiş bu yaklaşım, mühendislik çalışmalarımıza muazzam bir değer katıyor.”

Söz konusu ortağın adı Martin Finio. Kendisi, Christoff: Finio Mimarlık bürosunun ortaklarından ve uzun yıllardır Yale Üniversitesi Mimarlık Fakültesinin kadrosunda yer alıyor. Finio ve Hatfield, Yale’de 15 yıldan uzun süredir birlikte ders veriyor.

Finio, mühendisler ve mimarlar hakkındaki klişelerle ilgili olarak şöyle diyor: “Mühendisler sorunları ölçülebilir çözümler içeren hesaplamalar olarak görüyorlar, mimarlar ise sorunlara daha bütünsel çözümler içeren nitel bir yaklaşımla bakıyorlar.” Kendisi, bir mimarın mühendislik sorunlarına yönelik perspektifini kullanarak ve müşterilere bir mühendisin bakış açısını aktararak, tabiri caizse, bu alanda bir köprü kuruyor. (Hatfield’ın hem mal sahipleri hem de mimarlarla işbirliğine örnek teşkil eden, yakın zamandaki projelerinin arasında, Nebraska eyaletinin Lincoln şehrindeki Lied Place Konutları ve New Jersey eyaletinin Jersey City şehrinde konut olarak tasarlanmış bir gökdelen olan 184 Morgan Street bulunuyor.)

2. Mimar Gibi Düşünün

“Martin’in, Hatfield Group’un bir parçası olması, mühendislik sorunlarını farklı bir şekilde nasıl çözebileceğimizi düşünmemize yardımcı oluyor,” diyor Hatfield. “Daha çok mimarlar gibi düşünmek istiyoruz. Dolayısıyla, açık fikirli olarak başlamak ve yürüttüğümüz mühendislik çalışmalarının mimarlık odaklı olmasını istiyoruz.”

Hatfield, firmasında çalışan yapı mühendislerini, yaratıcı bir şekilde düşünmeye yönlendiriyor. “Bizce, tasarım odaklı mühendislikteki statüko, tasarım sorunlarında aynı genel mühendislik düşüncesini kullanmak,” ifadesini kullanıyor. “Bu genellikle, yerleşik tasarım yöntemlerini ve standart yaklaşımları izleyerek yapılıyor; ve pek zarif olmayan, zorlama yapısal çözümlere yol açıyor.”

design driven engineering lied residences
Nebraska eyaletinin Lincoln şehrindeki Lied Place Konutları. Kaynak: Hatfield Group.

Çin’deki Çengdu Doğa Tarihi Müzesi için Pelli Clarke Pelli Mimarlık bürosuyla çalıştığında Hatfield Group ekibi, mimarlar için bir tür çevirmenlik hizmeti sunmuş. Finio, “Pelli’nin bürosundan mimarlarla oturduk ve binanın formuyla tam olarak ne ifade etmek istediklerini anlamaya çalıştık,” diyor. “Şu soruyu sorduk: ‘Nasıl bir mimari dil kullanıyorsunuz?’ Ardından, bununla entegre olacak şekilde uygun bir yapısal dil oluşturduk.”

Hatfield Group’un katkıları, mimarların başarmak istediği şeye ulaşmalarını kolaylaştırmış. Bu noktadan hareketle, projeyi yerel mühendislik firması China Southwest Architectural Design and Research Institute Limited Şirketine devrettikleri zaman, yapısal tasarımın nasıl yürütüleceği net bir şekilde ortaya çıkmış.

3. Beklenmedik Olanı Bekleyin

İşlerin her seferinde aynı şekilde yapılmasını bekleyen bir sektörde, işleri farklı şekilde yapmak zor olabilir. Çığır açan fikirleri savunmak sabır ister.

Hatfield, “Mühendislikle ilgili fikirlerimizi iletirken şu mesajı vermeye çalışıyoruz: bizim buradaki amacımız, tasarımı geliştirmek veya tasarıma katkıda bulunmak, riskleri ortadan kaldırmak ya da maliyeti azaltmak,” diyor. “Gerçekten doğru şekilde yaptığımızda, üçünü de başaracağımızı umuyorum. Doğru iletişimle, herkesi aynı noktada buluşturmaya gayret ediyoruz.”

Bunun bize maliyeti elbette, bir sürü yüz yüze toplantı yapmak, herkesin görüşlerini dinlemek ve beklenen sonuçları beklenmedik biçimde sunabileceğimiz bir çözüm tasarlamak oluyor.

4. Deneyin, Ardından Tekrar Deneyin

Zorlu problemleri çözmek için farklı yollar bulmak, çok fazla deneme yanılma gerektirir. Hatfield Group, seçenekleri araştırmak ve en iyi çözümleri keşfetmek için üretimsel tasarımı kullanıyor. Hatfield, “50 farklı seçenek yaratmak için Dynamo’yu kullanabilirsiniz,” diyor. “Her türlü denemeyi yapabilir ve bunları hızlıca oluşturabilirsiniz.”

Bu süreç, muazzam bir zaman tasarrufu sağlıyor. Hatfield’in mühendisleri, eskiden iki veya üç çözüm tasarlamak için geçen sürede, yüzlerce çözümü inceleyebiliyor.

Hatfield, “Üretimsel tasarımdaki maharetimiz, bize birçok mühendislik çalışmasını çok daha verimli ve etkili bir biçimde yapma olanağı tanıyor,” diyor. “Cevapları çok daha hızlı bulmak için, kafes kiriş boyutları, geometri veya farklı malzemeler gibi her türlü konfigürasyonu hızla test edebiliyoruz.”

Üretimsel tasarım, zemin kirişlerinden tüm cephe yapısına kadar mikro ve makro seviyelerde çalışıyor ve mühendislerin tüm sistemlerin birlikte nasıl çalıştığını görmelerini sağlıyor.

5. Teknolojiyi Zorlayın

Teknoloji, Hatfield Group’un daha üretken olmasını ve daha iyi tasarımlar üretmesini sağlıyor. Bu yaklaşım, bu küçük firmanın büyük liglerde oynayabilmesinin önünü açıyor. Ekibin yazılım konusundaki yaklaşımı tarafsız: işe yarıyorsa kullanıyorlar. Üç boyutlu modelleme sayesinde ekip, tasarım sürecinin ilk aşamalarında mimarlarla birlikte çalışabiliyor. Mühendisler daha sonra, yapısal mühendislik çalışmaları için, Autodesk Revit ve Dynamo’dan oluşan BIM (Yapı Bilgi Modellemesi) yazılımlarına geçiyorlar.

Hatfield, “Elimizdeki iş için en iyi teknolojiyi kullanabileceğimiz kurulu bir düzenimiz var, çok çeşitli araçlara sahibiz,” diyor. Uygulamalar birlikte iyi iş görmüyorlarsa, ekip birlikte iş yürütme konusunda kendi rutinlerini belirliyor. Ekip ayrıca, alışılmadık geometrileri denemek için görsel programlar yazıyor. Zamandan tasarruf etmek, yaratıcı arayışlar için daha fazla zamana sahip olmak anlamına geliyor.

design driven engineering 184 Morgan Street complex
New Jersey eyaletinin Jersey City şehrindeki 184 Morgan Street kompleksi. Kaynak: Hatfield Group.

“Nispeten yeniyiz ve piyasadaki diğer devasa mühendislik firmaları kadar büyük değiliz,” diye ekliyor Hatfield. “Buna rağmen, kendi sıkletimizin üstündekilerle rekabet edebileceğimizi düşünüyorum çünkü bu teknolojik araçların çoğundan faydalanabiliyoruz.”

6. Sektörel Zihniyeti Değiştirin

Yineleme, işbirliğine dayalı bir süreçtir; Hatfield’ın ekibi, karmaşık projelerin hem şirket içinde hem de müşterilerle şirket arasında sürekli gidip geleceğinin farkında.

Hatfield, “İletişimin çok önemli olduğu bu karmaşık ilk aşamalarda, kendimizi oldukça rahat hissediyoruz,” diyor. “Fikirlerimizi müşterilerimiz olan mimarların anlayabileceği şekilde açıkça ifade edebiliyoruz. Mimarların mühendisler hakkındaki düşüncelerini değiştirmeye çalışıyoruz. Biz işin başından itibaren tasarım öyküsünün vazgeçilmez bir parçası olmak için çalışan, kavramların farkında olan, planlama aşaması yapı mühendisleriyiz.”

Finio, yapısal tasarımın vizyona sonradan eklenen bir şey olmadığı fikrini destekliyor. Mühendislerin, projeye dahil olmak için binanın formunun belli olmasını beklemeleri kesinlikle söz konusu olamaz,” diyor Finio. “Daha en baştan masada olmak istiyoruz. Soruları bir çerçeveye oturtmak ya da en azından sorulan soruda yapının nasıl yer alabileceğini konuşmak üzere, o masada yer almak en öncelikli beklentimiz.”