Yalın İnşaat Yöntemleri, BAM İrlanda’ya Cork’ta Nasıl Fayda Sağladı?
Adalet söz konusu olduğunda, “doğaçlama” diye bir şey yoktur. Duruşmalar, belirli bir yapı içerisinde yürütülür. Açılış ve kapanış konuşmaları, tanıklar ve deliller, talepler ve özetler; tüm bunlar duruşmanın hızlı, verimli ve adaletli bir şekilde ilerlemesini sağlar. Hele adaletin terazisinde vergi mükelleflerinin parası ve sanıkların özgürlüğü söz konusuysa, boşa geçen zamana asla yer yoktur. Temyiz hakkı olsa da adalet ilk seferinde doğru kararıvermeye büyük çaba sarf etmelidir.
Ana müteahhitler bu tarz bir verimliliğe ulaşmak için çok çaba harcarken, şantiyeler mahkemelere hiç de benzemiyor. McKinsey’e göre, büyük inşaat projelerinde ortalama olarak bir yıllık gecikmeler ve yüzde 30’luk bütçe aşımı yaşanabiliyor.
Ancak, İrlanda Adalet ve Eşitlik Bakanlığı, Courts Bundle PPP (kamu-özel sektör işbirliği) kapsamında yedi yeni adliye binasının inşaatı için Hollandalı Royal BAM Grubunun İrlanda İştiraki, mühendislik ve inşaat şirketi BAM İrlanda‘yı seçtiğinde, şirket projeye tıpkı bir dava gibi yaklaşmış. Nasıl ki hakimler belli adli süreçlere göre hareket ederler, şirket de projeyi tamamlamak için duruşma listelerine benzeyen süreçler ve sürdürülebilir inşaat yöntemleri oluşturmuş.
BAM İrlanda Teknik Operasyonlar Müdürü Michael Murphy, “‘İlk seferde doğru yap’ prensibi, BAM’da başarmaya çalıştığımız şeyin temel taşı,” diyor. “Finansal başarımız için de bir işi ilk seferde doğru yapmak çok önemlidir.”
Ancak “ilk seferde doğru yap” anlayışından fayda sağlayan yalnızca cüzdanlar değil, aynı zamanda gezegenimiz. BAM İrlanda Dijital İnşaat Müdürü Michael O’Brien, “Teslimat açısından, tasarımcılar ve tedarik zincirimizin, sahada yaşanan uyuşmazlıkları ve diğer sorunları önlemek için bize sundukları bilgileri daha iyi koordine etmek istedik,” diyor. “Aslında, bu sürecin doğal sonuçlarından biri, sürdürülebilirliği ön plana çıkarmasıydı.”
Geriye Dönük Çalışarak İleri Gitmek
154,5 milyon avro (yaklaşık olarak 173 milyon dolar) değerindeki projenin bir kısmını oluşturan ve yedi federal adliye binasının tasarımını, inşaatını, finansmanını ve 25 yıl boyunca bakımını içeren Cork Adliye Binası Projesi, Mayıs 2018’de tamamlandı. Mevcut tarihi adliye binasının yenilenmesini ve genişletilmesini içeren proje kapsamında bu binanın, altı duruşma salonu, gelişmiş gözaltı bölümleri, ofisler ve Adalet Bakanlığının bölge temsilciliği ofisi içermesi öngörülüyordu.
Bu büyüklükteki projelerde, havalandırma kanalından veya beton bir kirişten geçmesi gereken su borusu gibi tasarım uyuşmazlıkları, maliyetli ancak sık karşılaşılan sorunlardır. O’Brien’e göre, Cork Adliye Binası Projesinde bunların yaşanmasını önlemek son derece önemliydi zira BAM İrlanda, Adalet Bakanlığının sıkı teslim tarihi yükümlülükleriyle karşı karşıyaydı. Projenin tesliminin hemen ardından görülmek üzere takvime alınan duruşmalar vardı ve en ufak gecikmeler bile ağır cezaları beraberinde getirecekti.
Adliye binasını zamanında, sorunsuz ve cezasız tamamlamak için BAM İrlanda, sıkı işbirliği esasına ve yalın inşaat prensiplerine göre hareket etti. Geleneksel inşaat programları, bir kişinin veya küçük bir ekibin, paydaşları ileriye doğru sıkıştırmasını gerektiriyor. BAM İrlanda’ysa bunun yerine, ana müteahhit, tasarım ekibi ve taşeronlarla birlikte geriye doğru planlama sürecini yeğledi. Bunun anlamı şuydu: Her disiplin, projenin teslim tarihinden başlangıç tarihine kadar geriye doğru çalışılan planlama toplantılarına katılıyor, sorunları önlemek ve gidermek için faaliyetlerini sıralıyordu.
“Yolumuzun üstünde engellerin olmadığından emin olmamız gerekiyordu,” diyor O’Brien. Ana müteahhit, tüm inşaat faaliyetlerini, bağımlılıkları, teslim tarihlerini ve talepleri içerecek, tek ve paylaşılabilir bir tablo yaratmak üzere, Autodesk BIM 360 Plan yazılımını kullandı; ve adliye binasını tasarlayanlardan, onu inşa eden ustalara kadar herkesin kendi sorumluluklarının farkında olmasını sağladı. Sonuç, daha fazla şeffaflık, kesinlik ve verimlilik artışı; ve çok daha az değişim emri oldu. Tüm bunlar gecikmelerin önüne geçmekte çok etkili oldu.
Yalından Yeşile
En nihayetinde, iletişimde verimlilik, inşaatta verimliliği beraberinde getirdi. O’Brien, BAM İrlanda’nın ileriye doğru planlama süreci (üretim planlama ve tedarik zinciri yönetimiyle birlikte), malzemelerin ve montajların tam zamanında teslim edilmesini sağladığını, böylece malzemeler sahada beklerken zarar görmediğinden, atıkları azalttığını söylüyor.
Dijital modelleme de inşaat alanını çok daha sürdürülebilir kıldı. Hem inşaat planlarının hem de faaliyetlerinin paylaşımlı tablosunu hazırlamakta kullanılan araçlar (Autodesk Revit, Navisworks Manage ve BIM 360 yazılımları), ekibin malzemeleri sipariş etmesini, malzemelerin envanterini çıkarmasını ve takibini sağladı; malzemelerin doğru miktarlarda sahaya gelmesi de atık oluşmasının önüne geçti. Ayrıca herkes daha az kağıt kullanmış oldu.
“Önceden şirket bünyesinde, inşaatla ilgili belgeler için kağıda dayalı bir sistemimiz vardı,” diyor BAM İrlanda Teknik Geliştirme Uzmanı Simon Tritschler; ve ekliyor, ‘Oysa ki artık BIM kullanılan projelerin %95’i dijital’. “Kağıtlarla dolu raflardan oluşan bir oda yerine, artık yalnızca yasal olarak basılı bulundurmamız gereken belgelerin yer aldığı birkaç tane dosyamız var. Bilgi üzerindeki kontrolümüz artık çok daha yüksek. Çevresel tasarruf sağlıyoruz. Depolama alanından tasarruf ediyoruz. Verilere erişim, işleme ve veri transferi konusunda da tasarruf ediyoruz.”
Yalın İnşaat Geleceği
Cork Adliye Binası Projesinde yalın ve dijital inşaat yöntemlerinin sürdürülebilirlik sağladığı yöntemler kesin olmakla birlikte, hemen göze çarpmıyor. Daha görünür olan, tamamlanan binaların çok daha sürdürülebilir bir gelecek için tasarlandığı.
O’Brien’a göre, BAM İrlanda’nın sürdürülebilir bir bina yaratmasının altındaki başlıca neden, adliye binasının bakım işleri için 25 yıllığına imzaladığı sözleşme; ve elbette, bununla ilintili olarak kendi uzun vadeli menfaatiydi. Bina yönetimi ekibinin, inşaat ekibinin dijital modelini devam ettirdiğini; ve bu modeli, bina sistemlerinin verimli çalışmasını ve azami ömrüne ulaşmasını sağlamak için, koruyucu bakım ihtiyaçlarını belirlemekte kullanacağını ekliyor.
O’Brien bu konuda şunları söylüyor: “BIM 360 Glue kullandığımız için, sahada yerleştirilen her şeyi üç boyutlu modelimizde görebiliyorduk. Bunları BIM 360 Field’a yükledik; ve verileri Autodesk BIM 360 Ops aracılığıyla göndererek, bina yönetimi ekibimize ilettik. Böylece ekibimiz, ister bir lavabo ister bir radyatör, tüm nesnelerin geçmişini görebiliyorlar ve bunları takip edebiliyorlar.” “Örneğin, bir kazan ve pompa sisteminiz varsa, o ekipmanın tüm veri sayfaları QR kodlarıyla birbirine bağlanır ve bu veri sayfalarına bir mobil cihazdan erişilebilir. Bina yöneticisi diyelim ki bir ekipmana planlı bakım yapmak istiyor; sadece QR kodunu tarıyor ve tüm bilgileri dijital plan üzerinde görüyor. İşte bu kadar basit.”
İnşaat ve operasyon sırasında işin özü, işleri ilk seferde doğru yapmaktır. “İnşaat çok zaman alıyor ve bir sürü paraya mal oluyor,” diyor O’Brien. “Üç boyutlu modelleme zaman, enerji ve maliyeti düşürüyor.”